Bin Muhteşem Güneş, Uçurtma Avcı'sının yazarı Halit Hüseyin (Khaled Hosseini) 'in 2. romanıdır. Bu romanda uçurtma avcısı kadar etkileyici ve acıklıdır. Kitabın konusu: Meryem ve Leyla adlı 2 kadının acıklı hikayesi anlatılmaktadır. Kitabın adı 17.yy Pers şairi Saibi-Tebrizi'nin şiirden alınmıştır.
Bin Muhteşem Güneş Özeti:
Meryem hayata şanssız başlamış, evlilik dışı birliktelik sonucu doğmuştur. O dönem Afganistan şartlarında böyle bir olayın pek olumlu karşılanmıyordu. Babası Celil, Meryem ve annesini toplumun lafından uzak tutmak için uzak, sakin bir yere yerleştirir ve haftada perşembe günleri Meryem'i ziyarete gelirdi. Meryem, babasının gelmesini 4 gözle bekler onu görmek için can atardı bazen gelmediği olurdu o zamanlar çok üzülür ve bir sonraki haftayı beklerdi. Bir gün babasının hasretine dayanamayıp onu bulmak için şehre iner, babası tanınan biri olduğu için o bulmakta sıkıntı çekmez. Evine gittiğinde babası onu içeri almaz ve onu tekrar evine yollar. Meryem hayal kırıklığına uğramıştır. Bu zamana kadarki babasına duyduğu hasret ve özlem bir anda yok olmuştu. Evine döndüğünde Meryem çok daha büyük bir şokla karşılaşır. Annesi bir ip ucunda intihar etmiştir. Bu olay üzerine babası onu evine alır ama daha 14 yaşında olan Meryem'i kendisinden 30 yaş büyük bir adam olan Raşit' le evlendirir. Meryem artık yaşadığı yerden çok uzak olan Kabil' e yerleşmiştir. İlk başlarda Raşit Meryem'e çok iyi davranmış olsa da Meryem'in ona çocuk verememesinden dolayı ona kötü davranmaya başlar.
Meryem hayata şanssız başlamış, evlilik dışı birliktelik sonucu doğmuştur. O dönem Afganistan şartlarında böyle bir olayın pek olumlu karşılanmıyordu. Babası Celil, Meryem ve annesini toplumun lafından uzak tutmak için uzak, sakin bir yere yerleştirir ve haftada perşembe günleri Meryem'i ziyarete gelirdi. Meryem, babasının gelmesini 4 gözle bekler onu görmek için can atardı bazen gelmediği olurdu o zamanlar çok üzülür ve bir sonraki haftayı beklerdi. Bir gün babasının hasretine dayanamayıp onu bulmak için şehre iner, babası tanınan biri olduğu için o bulmakta sıkıntı çekmez. Evine gittiğinde babası onu içeri almaz ve onu tekrar evine yollar. Meryem hayal kırıklığına uğramıştır. Bu zamana kadarki babasına duyduğu hasret ve özlem bir anda yok olmuştu. Evine döndüğünde Meryem çok daha büyük bir şokla karşılaşır. Annesi bir ip ucunda intihar etmiştir. Bu olay üzerine babası onu evine alır ama daha 14 yaşında olan Meryem'i kendisinden 30 yaş büyük bir adam olan Raşit' le evlendirir. Meryem artık yaşadığı yerden çok uzak olan Kabil' e yerleşmiştir. İlk başlarda Raşit Meryem'e çok iyi davranmış olsa da Meryem'in ona çocuk verememesinden dolayı ona kötü davranmaya başlar.
Leyla ailesiyle birlikte Kabil' de yaşamaktadır. Kendisi küçük yaştayken 2 abisi Afganistan'ın işgal durumunda olması nedeniyle işgale karşı birliklere katılmıştır ve Leyla büyüdüğünde abileri şehit olduğu haberi gelmiştir. Leyla' nın babası, Afganistan'dan ayrılmak için annesini ikna etmeye çalışır ama annesi çocuklarını bu yoldan verdiğini söyleyerek her seferinde reddeder.
Leyla en yakın arkadaşı Tarıkla bol vakit geçirmektedir aslında ondan da hoşlanmaktadır. Zaman geçtikçe aralarındaki ilişki daha da ilerler. Bir gün Tarık, babasının durumu iyi olmadığı için Kabilden ayrılacağını ve Pakistan'a gideceğini söyler, Leyla' nında kendisiyle evlenip gelmesini ister. Ama Leyla ailesini bırakamaz zaten çocuklarını kaybetmiş ailesini birde kendisi gidip yalnız bırakmak istemez . Sevdiği adamın, gidişini izler. Sonraki gün babası annesi ikna etmiş olup kendilerininde Pakistan'a yerleşmeye gideceğini söyler lakin bu ayrılışa az bir zaman kala bir bomba düşer ve Leyla, anne ve babasını kaybeder. O da yaralı kurtulmuştur gözlerini açtığında ona komşusu bakmaktadır Meryem ve Raşit Leyla, Tarık'ın ölüm haberini alır, artık ailesini ve sevdiği adamı kaybetmiştir. Raşit' de bu durumdan faydalanıp kendi evinde nikahsız bir kadının duramayacağını söyleyip Leyla' yı nikahına alır.
Kitapta Leyla ve Meryem'in birlikte acılı hayatı anlatılmaktadır.
Kitabın ismini aldığı dize:
Bu kentin ne çatısını aydınlatan ayları sayabilirsin,
Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi.
Kitaptan sözler;
Sırrını rüzgara fısıldarsan,
Ağaçlara söylediği için onu suçlayamazsın
Onsuz geçirebileceğim onca zaman. O zaman nefes alamıyorum;
Sanki biri kalbimin üstünde tepiniyor. Elim ayağım tutmaz oluyor.
Öyle bitap düşüyorum ki, bir yere yığılıp kalmak istiyorum.
Yorum Gönder