Ömer Seyfettin Yüz Akı Ana Fikri: Kimseye güvenmeyip doğruyu söyleyen insanlara inanmama.
Ömer Seyfettin Yüz Akı Kitap Kısa Özeti:
Öyküde Mehmet Efendi belirli bir mal varlığı olan birisidir. Kendi malını şimdiye kadar kime emanet bırakmışsa herkes ona hıyanet etmiş ya malını çalmış ya çar çur etmiş onu hep dolandırmıştır. Bu yaşadıklarından dolayı Mehmet Efendi kimseye güvenmemektedir hatta bin beş yüz adet koyunu olduğu onlardan sadece elli adet kalmıştır. Bir gün en yakın arkadaşı Müftü Efendi ile dertleşirken başına gelenleri anlatıp kimseye güvenin kalmadığını malını mülkünü emanet edecek bir adam bile bulamadığını, milletin üç kağıtçı düzenbaz olduğunu söylemiştir. Müftü efendi ise tanıdığı bir çobanın olduğu bu kişinin beş vakit namazında yalan söylemek nedir bilmeyen son derece güvenilir bir insan olduğunu söylemiş, anlattıkları Mehmet beyi baya etkiler ve adama ufakta olsa bir sempatisi oluşur bunun üzerine geriye kalan elli adet koyunun ona emanet etmek ister eğer çok doğru dürüst birisi ise tüm malını mülkünü de emanet edecektir.
Müftü Efendi o çobanı çağır ve Mehmet Efendi ile tanıştırır. Çobana elindeki elli adet koyunun bir sene boynuca besleyip büyütmesi bakması için verir hizmetleri karşısında artan sürüdeki koyunların beşte birini sahip olacağını söyler.
Öyküde Mehmet Efendi belirli bir mal varlığı olan birisidir. Kendi malını şimdiye kadar kime emanet bırakmışsa herkes ona hıyanet etmiş ya malını çalmış ya çar çur etmiş onu hep dolandırmıştır. Bu yaşadıklarından dolayı Mehmet Efendi kimseye güvenmemektedir hatta bin beş yüz adet koyunu olduğu onlardan sadece elli adet kalmıştır. Bir gün en yakın arkadaşı Müftü Efendi ile dertleşirken başına gelenleri anlatıp kimseye güvenin kalmadığını malını mülkünü emanet edecek bir adam bile bulamadığını, milletin üç kağıtçı düzenbaz olduğunu söylemiştir. Müftü efendi ise tanıdığı bir çobanın olduğu bu kişinin beş vakit namazında yalan söylemek nedir bilmeyen son derece güvenilir bir insan olduğunu söylemiş, anlattıkları Mehmet beyi baya etkiler ve adama ufakta olsa bir sempatisi oluşur bunun üzerine geriye kalan elli adet koyunun ona emanet etmek ister eğer çok doğru dürüst birisi ise tüm malını mülkünü de emanet edecektir.
Müftü Efendi o çobanı çağır ve Mehmet Efendi ile tanıştırır. Çobana elindeki elli adet koyunun bir sene boynuca besleyip büyütmesi bakması için verir hizmetleri karşısında artan sürüdeki koyunların beşte birini sahip olacağını söyler.
Günler geçer aylar geçer bir gün Mehmet Efendi evde otururken çoban elinde bir kap kova yoğurt ve bir koyun postu ile gelir, Mehmet Efendi koyunlarının sayısının baya arttığını düşünür içten içe sevinir ancak öyle olmamıştır. Çoban anlatmaya başlar aldığı koyunların hepsinin kısır olduğu bu yüzden sayılarının hiç artmadığı belli bir süre içinde çoğunun hastalanarak öldüğü bir kısmını kurt yediği en sonunda elinde bir adet koyun kaldığı onunda sütünden yoğurt yaptığı getirirken de kayalıklardan düşüp öldüğü hemen oracıkta derisini yüzdüğünü söyler. Bunları duyan Mehmet Bey çok sinirlenir ve yoğurdu aldığı gibi çobanın kafasına geçirir. O sırda eve gelen Müftü Efendi Çobanın halini görür ve ne olduğunu sorar çobansa hesabını doğru veren yüzünün akıyla böyle çıkar der.
Beğenilerinizi veya düzeltilmesi gereken yerleri alt tarafa yorum yaparak bize bildire bilirsiniz.
Yorumlarınız için Teşekkürler ederiz.
Beğenilerinizi veya düzeltilmesi gereken yerleri alt tarafa yorum yaparak bize bildire bilirsiniz.
Yorumlarınız için Teşekkürler ederiz.
5 yorum
teşekkürler
Cevap YazÇook teşekkürler ama yazmayacağım.
Cevap YazTeşekkürler
Cevap YazÇok uzun ama teşekkürler
Cevap YazTamda istediğim gibi öğretmenime aynısını yazıp vericem
Cevap YazYorum Gönder